NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى عَنْ
شُعْبَةَ
عَنْ زِيَادِ
بْنِ
عِلَاقَةَ
عَنْ
عَرْفَجَةَ
قَالَ
سَمِعْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ
سَتَكُونُ فِي
أُمَّتِي
هَنَاتٌ
وَهَنَاتٌ
وَهَنَاتٌ فَمَنْ
أَرَادَ أَنْ
يُفَرِّقَ
أَمْرَ الْمُسْلِمِينَ
وَهُمْ
جَمِيعٌ
فَاضْرِبُوهُ
بِالسَّيْفِ
كَائِنًا
مَنْ كَانَ
Arfece (r.a.)'den
demiştir ki: Rasulullah (s.a.v)'iı şöyle buyururken dinledim:
"Hiç şüphesiz ki
ileride birtakım fitneler olacaktır. Her kim müslümanlar derli toplu bir halde
iken onların işlerini dağıtmak isterse kim olursa olsun o kimseye kılıçla vurunuz."
İzah:
Müslim, imare; Nesâi,
Tahrim; Ahmed b. Hanbel, IV, 261, 341, V, 24.
Henât: Fitne ve fesat
anlamlarına gelir. Bu kelime hayır hakkında kullanılmaz. Mutlak şer için kullanılır.
İbnü'l-Esir'in "en-Nihâye"deki açıklamasına göre bu kelimenin müfredi
"Henef'tir. Çoğulu "Henevât" şeklinde de gelir.
İmam-i Nevevi de bu
kelimenin, yeni zuhur eden olay ve fitne anlamına geldiğini, hadis-i şerifte
kasdedilen mananın da bu olduğunu söylemiştir.
"Müslümanların
derli toplu olmasi"ndan maksat, birlik ve beraberlik içerisinde olup
aralarında duygu ve düşünce birliğini sağlayıp teşkilatlanmaları ve tek yumruk
ve tek ses haline gelmeleridir.
Müslümanlar böyle bir
durumda iken onların dirliğini ve birliğini bozmaya kalkan bir kimse, onların
kılıçlarına hedef olur ve vücudu ortadan kaldırılmayı hak eder. Bu fitneyi bu
şekilde önlemek müslümanlarm kaçınılmaz görevidir.
İsterse bu fitneyi
çıkarmak isteyen kendilerinin en ileri gelenlerinden olsun.